ANLAŞMALI BOŞANMA NEDİR ?
Evlilik iki yetişkin bireyin evlendirme memuru önünde evlenme yönündeki olumlu beyanlarıyla gerçekleşen hukuki bir sözleşmedir. Bu hukuki sözleşmeden vazgeçmek istemek çok da kolay olmamaktadır. Resmi bir merci önünde yapılan evlilik mecburen resmi bir makam tarafından sonlandırılacaktır. Bu durumda boşanma davaları söz konusu olmaktadır. Bizim hukuk sistemimizde anlaşmalı ve çekişmeli olmak üzere iki tür boşanma davası vardır.
Çekişmeli davalar senelerce sürmesi ve bu sürecin her iki tarafı hele ki varsa çocukları aşırı yıpratması sebebiyle oldukça zordur. Biz bugün daha kısa süren ve daha az yıpratıcı olan anlaşmalı boşanma davalarını konuşacağız. Anlaşmalı boşanma davası evlilikleri en az 1 yıl sürmüş olan eşlerin boşanma, nafaka, mal paylaşımı, velayet, tazminat gibi konularda anlaşma sağlayarak ortak iradeleri ile boşanmaya karar vermeleri durumunda söz konusu olmaktadır. Buradaki süre kanundan kaynaklanmaktadır. Yani kesin süredir. Eğer eşler evliliğin 11. ayında biz anlaşmalı boşanma davası açalım zaten mahkeme günü geldiğinde 1 yıl dolmuş olur gibi düşünse bile mahkeme bunu kabul etmeyecektir. Bu 1 yıllık süre de evlenme tarihinden itibaren boşanma davasının açılacağı güne kadar olan sürede 365 günün dolmuş olması şartı aranmaktadır. Kanun koyucu burada toplumdaki aile yapısını korumak ve hızlı evlenip boşanmaların gerçekleşmesini engellemek istemiştir. Boşanma konusunda bütün bu hususlarda anlaşmış olmalarına rağmen evlilikleri henüz 1 yılı doldurmamış eşlerin yasa gereği anlaşmalı olarak boşanamayacakları belirtilmiştir. Ancak şimdi akıllarınıza televizyonlarda ünlülerin çok hızlı evlenip boşanmaları gelecektir . Kanunda en az 1 yıl süre ile evli kalmak koşuluyla anlaşmalı boşanabileceği yazarken ünlüler nasıl oluyor da evlendikten birkaç ay hatta gun sonra bile boşanabiliyorlar diye düşünebilirsiniz . Kanunumuzda en az 1 yıl evli kalmış olmak şartı yalnızca anlaşmalı boşanma davalarında geçerli kılınmıştır. İşte televizyonlarda gördüğümüz o ünlülüler boşanma davalarını çekişmeli boşanma davası olarak açıp her iki eşin de boşanma ve ferileri konusunda bir itirazları bulunmaması sebebiyle çok kısa sürede evliliklerini sonlandırabilmektedirler.
Bu dava Aile mahkemelerinde açılmaktadır. Aile mahkemesinin bulunmadığı yerlerde Asliye Hukuk mahkemelerinde de Aile mahkemesi sıfatıyla görülmektedir. Boşanma davaları genel olarak eşlerin son 6 ayda birlikte aile konutu olarak kullandıkları evin bulunduğu yargı çevresinde açılmaktadır. Ancak belirtmek gerekir ki anlaşmalı boşanma davalarında taraflar bütün hususlarda anlaşarak boşandıkları için bir tarafın mahkemenin yetkisine itiraz etmesi çok karşılaşılan bir durum değildir. Eşler birlikte bu davayı açabileceği gibi bir eş davayı açarken diğer eşin davayı kabul etmesiyle de anlaşmalı boşanma gerçekleştirilecektir. Eşlerin mahkemeye sunacakları dava dilekçesi ve anlaşmalı boşanma protokolündeki tüm hususlarda anlaştıklarını hakim önünde tereddütsüz bir şekilde beyan etmeleri gerekmektedir. Anlaşmalı boşanma protokolü nasıl hazırlanmalıdır ve neler konusunda anlaşılmalıdır. Boşanma konusunda kesin olarak iki tarafında anlaşmış olması gerekmektedir. Velayet hususu belirlenmelidir. Velayetin anne de mı babada mı kalacağının belirlenmesi gerekir. Velayeti almamış olan tarafın çocuk ile kurulacak kişisel ilişki günleri belirlenmelidir. Bu genellikle; Hafta sonları dini bayramlar, yaz ve sömestr tatili olarak belirlenmektedir. Nafaka konusunda da tarafların anlaşmış olmaları gerekmektedir. Burada kısaca bahsetmekte fayda var ki , yoksulluk nafakası toplumumuzda genel itibari ile sadece erkeğin kadına ödediği düşünülse de yoksulluk nafakası '' boşanma ile birlikte yoksulluğa düşen tarafa ödenir. '' şeklinde kanunda yer almaktadır. İştirak nafakası hususu çocuk için ödenecek olan nafakadır. Çocuğun gelişimi ve ihtiyaçları için velayetin olduğu eşe, velayeti almamış olan eş tarafından ödenmektedir. Anlaşmalı boşanma davalarında iştirak nafakasına dair bütün hususlar net bir şekilde belirtilmesi gerekmektedir. Miktarın ne olacağı , enflasyon karşısındaki artış durumunun ne olacağı, hangi tarihlerde, hangi iban yoluyla ödeneceği ve çocuğun okul masrafı gibi temel ihtiyaçlarının dışında doğacak ekstra masraflar karşısında nafakadan hariç olmak üzere belirlenecek miktarların ne şekilde olacağı hususları detaylı bir biçimde anlaşmalı boşanma protokolünde yer almalıdır. Eğer ki yoksulluk ve iştirak nafakası talebiniz yoksa bu durum da açıkça protokolde yer almak zorundadır. Mal rejimi hususunda da anlaşmaya varılmış olunmalıdır. Evlilik birliği içerisinde edinmiş oldukları mallar üzerinde kesin net ve açık bir biçimde anlaşmaya varılmalıdır. Bu hususta taraflar özgür iradeleri ile karar verebilecektedir. Yani ev eşyalarının kimde kalacağı konusunda, anlaşılması gerekmektedir. Eşlerin üzerinde bulunan gayrimenkullerin kendi üzerinde kalması şeklinde anlaşılabileceği gibi, malların satılması ve bir miktar paranın diğer eşe ödenmesi hususunda da anlaşabilirler. Bankalardaki hissede bulunan paranın belli bir miktarı şu tarihte diğer eşe ödenecektir şeklinde net ve ayrıntılı da yazılmalıdır. Mal paylaşımına konu edilecek hususlarda mutlaka bir avukata danışmanızda fayda olacaktır. Çünkü en basitinden bir örnek vermek gerekirse ziynet eşyaları kadının kişisel malı sayılmaktadır. Ancak eşler evlilik aşamasında bu ziynet eşyaları satıp düğün masraflarını , evin ortak borçlarını ödemekte veya ev, araba satın almaktadır. Yargıtay kararlarında da bu durum sabit olmak üzere ziynet eşyası kadının kişisel malı sayılmaktadır. Bunlar evlilik birliği içerisinde ortak bir gidere harcandıysa geri istenebilmektedir. Bu gibi haklarınızı öğrenmek için mutlaka avukata danışmanızda bu protokolün avukat eşliğinde hazırlanmasında fayda vardır. Burada önemli olan nokta duruşma günü hakim karşısına çıkıldığında verilen son kararda kesin net olunmasıdır. Çünkü bu anlaşmalı boşanma davasından sonra ekstra bir dava görülmemesi, aynı konularda uyuşmazlığa konu bir durumun olmaması için anlaşmalı boşanma da kesin net ve son kararlar verilmelidir. Hakim bu konuda tereddütte olan bir taraf olduğunu fark ettiğinde boşanma konusunda anlaşılmamış bile sayabilir. Anlaşmalı boşanma gerçekleştiğinde çocuk için belirlenen iştirak nafakası ve velayet konusu kamu düzenine dair hususlar barındırdığı için yeniden dava edilebilir ve arttırım için başvurulabilir. Duruşma günü geldiğinde eşler avukatla temsil edilse bile mahkeme salonunda bulunmak zorundadır. Boşanma da evlilik gibi kişiye sıkı sıkıya bağlı bir hak olduğu için kişinin kendisinin bu boşanma protokolünü rızası ile imzaladığını ve her bir maddeyi aynen kabul ettiğini hakim önünde de beyan etmek zorundadır.