Seçmen İradesi Yok Sayılamaz

Tam dana Gazetesi

Adana Baro Başkanı Av. Veli Küçük, 31 Mart 2019 Yerel Seçimlerinde Ceyhan Belediye Başkanı seçilen Kadir Aydar hakkında Yüksek Seçim Kurulu tarafından yapılan bir başvuru üzerine inceleme başlatıldığı, hatta görevden alınarak belediyeye  “kayyum” tayin edildiği haberleri üzerine konu hakkında yazılı açıklamada bulundu.

Açıklamada şu görüş ve düşüncelere yer verildi;

“ÇAĞDAŞ VE DEMOKRATİK ÜLKELERDE KABUL EDİLEMEZ.”

“Seçimler ve yerel yönetimlerin belirlenmesi çoğulcu demokrasinin ve seçmen iradesinin yaşama geçtiği en önemli alandır. 

Birkaç gündür Ceyhan İlçe Belediye Başkanı Kadir Aydar ile ilgili seçimlerin üzerinden 1 yıl gibi uzun bir süre geçtikten sonra, geriye dönük hukuksuz değerlendirme ile seçmen iradesinin yok sayılmaya çalışılması çağdaş ve demokratik ülkelerde kabul edilemez.

“BEYHUDE İŞGÜZARLIKTIR”

Çok uzun yıllar önce gerçekleştiği bilinen bir adli vaka üzerinden açılan ceza davasında iki ayrı suç nitelemesi sonrası aynı dosyadan verilen iki ayrı cezanın mahkemesince birleştirilmeksizin kesinleşmesi, bu kararın 31 Mart 2019 tarihinden önce adaylık başvurusunda da var olmasına rağmen adaylığa engel görülmemesi doğru bir değerlendirmedir. 

Mahkemenin 2 kalem cezayı içtima ile birleştirmeyerek ayrı ayrı değerlendirmesi halinde bu cezaların da ayrı ayrı kabul edilmesi hukuki zorunluluktur. 

Çünkü, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nda cezaların toplanması kuralına yer verilmemiş, 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un 99. maddesi gereğince hükmolunan her bir cezanın ayrı ayrı bağımsızlıklarını koruduğu ve cezaların sadece infaz aşamasında aynı yasanın 107. maddesinde vücut bulan koşullu salıverme hükümlerinin uygulanabilmesi açısından toplanması gerektiği bilinen bir gerçekliktir. 

Öte yandan hukuk, kişilerin inisiyatifine veya keyfiliğine göre farklı sonuçlar ile karşılaşılmasına olanak sağlayan bir mekanizma niteliğinde değildir. Her ne kadar ortada bir dava dosyası var ise de, terminolojik anlamda her bir eylem bağımsız bir dava dosyası anlamına gelmekte, her bir karar uygulamada aynı mahkeme dosyası içerisinde yer alsa da bağımsız olma özelliğini korumaktadır. 

Aksi hal, soruşturma makamının bir soruşturma dosyasındaki 2 ayrı suçtan birisi açısından söz gelimi delil toplamanın uzun süre alacağı düşüncesiyle tefrik kararı verip diğer suçtan dava açtığı ve açılan bu davanın sonuçlandığı; tefrik edilen suç açısından ise çok sonra, delillerin toplanmasının ardından yeni bir dava daha açtığı durumda artık ortada doğal olarak 2 ayrı mahkeme kararı olacağından ‘tek mahkeme kararı ise toplanır, farklı mahkeme kararı ise cezalar toplanmaz’ şeklindeki dayanağı ve altyapısı bulunmayan hukuki garabete değer izafe etmeyi gerektirirdi. 

Bu nedenle, kanun koyucunun eylemin niteliği ve ağırlığını göz önünde bulundurarak belirlemiş olduğu seçilmeye engel hürriyeti bağlayıcı ceza miktarını kanun koyucunun iradesini aşar biçimde yorumlamaya kalkışmak, açık bir şekilde fonksiyon gaspıdır. 

Başka bir deyişle, başka bir kurumun veya resmi bir dairenin mahkemenin yapmadığı ceza miktarlarını birleştirme işlemlerini kendiliklerinden yapmaya çalışmaları hukuksuz olduğu kadar beyhude bir işgüzarlıktır. 

Kamuoyunda emsal olarak gösterilen Ceylanpınar Belediye Başkanı hakkında verilen kararın Ceyhan Belediye Başkanı hakkında uygulanması ve emsal olarak değerlendirilmesi mümkün değildir. Zira orada tek kalemde süresi 1 yılı aşan bir ceza söz konusudur. Ceyhan Belediye Başkanı’nın 1 yılı aşan seçilmeye engel cezası yoktur, iki ayrı cezanın mahkeme iradesine aykırı şekilde birleştirilip toplanılarak karar verilmesi hukuka aykırı olacaktır.  

2839 sayılı yasanın 11. maddesinde belirtilen ‘toplam’ ibaresi ise, yukarıda ayrıntılı şekilde belirtildiği üzere bir suç açısından verilen toplam cezayı ifade etmektedir. 

Mahkeme kararında yer alan iki ayrı cezanın her birinin ayrı değerlendirilmesi ve adaylık başvuru sürecinde olduğu gibi bir yıllık süreyi aşan cezanın bulunmaması nedeniyle Ceyhan Belediye Başkanı Kadir Aydar hakkında başkanlığının düşürülmesi yönündeki müracaatın ve talebin Yüksek Seçim Kurulu tarafından kabule şayan bir yönünün bulunmadığı görülmektedir. 

Benzeri durumlarla ilgili daha önce verilmiş Danıştay kararları ve Devlet Personel Başkanlığının görüşleri de bu duruma işaret etmektedir. 

“SEÇMEN İRADESİNE HÂLEL GETİRİLMEMELİDİR”

Ülkemiz tarihinde bugüne kadar hiç uygulanmayan ve gündeme dahi gelmeyen, seçmenin bir adaya teveccühünü gösterdiği ve seçilmiş, bir yıldır görev yapan belediye başkanına dönük yapılabilecek farklı uygulama, hukuksuz ve adaletsiz olacağı gibi demokrasiye ve yerleşik teamüllere açık aykırılık taşıyacaktır.

Yerelde seçmenin tercihine, oyuna ve hür iradesine yüksek yargı organı Yüksek Seçim Kurulu tarafından hâlelgetirilmemeli, seçmen iradesini yok sayma niteliği taşıyacak herhangi bir kararın YSK’nın siyasi iktidar etkisi ve baskısı altında değerlendirme yaptığı algısı yaratacağı bilinmeli, bu durumun yargıya ve adalete güven duygusunu bir kez daha yerle bir edeceği öngörülmelidir. 

Konunun takipçisi olup her şart ve durumda hukuku savunmaya devam edeceğiz.”