‘Köyün delisi’
Doğup büyüdüğü güzelim Ceyhan’ın ellerinin arasından kayıp gittiğini, mutsuz olduğunu, boğulduğunu hisseden o genç, binlerce insanı yanına alarak talip olmuştu Ceyhan Belediye Başkanlığı koltuğuna…
Doğruyu söylemek, dosdoğru yürümek bazen delilik gerektirir. Bir taraf da dünyanın nimetleri öbür yanda şerefli yaşamın bedeli… Yahu, bu kentin delisi senmisin? Çıktın, tutturdun da çocuklarımız rahat etsin. Annelerimiz babalarımız rahat etsin, çocuklarımız güven içinde kreşlerde eğitimlerini alsın… Ceyhan Belediye Başkanlığı yapan onlarca insanın yapmadığı kreşleri yaparak ya da yaptırarak eline ne geçti? Üstelik kendi evini yıkarak yol- su elektrik misali dönüşümü Ceyhan’a kazandırınca bir yerlerin mi şişti? Ebenin parkı karanlıklar içindeyken sana mı battı da aydınlatıp kent meydanı yaptın? Belediye başkanlık makamında oturup, kol saatiyle akşama kadar sevişen Belediye Başkanları varken, sabah bisikletine binip, esnafla birlikte kepenk kaldırıp kahvaltı yapınca, madalya mı taktılar boynuna?
Akşam mesaisini tamamlayıp, şoförün “aman başkanımın g.. üşümesin” diye açtığı klimayla bir de yaktığı cigarasıyla keyif çatan başkanlar varken, vatandaş sıcacık yatağındanken, gece buz gibi sokakta yol çalışmasını takip edip, işçilerle birlikte sıcacık çorbayı yudumlamak ta ne?
Bu kentin kimyasını bozdular, büyük üzüntüler ve kahır bıraktılar. Genlerimizle oynadılar. Sahipsiz, dirençsiz sümsük bir şehir haline getirme hedeflerine ulaştılar. Bizim köyün delisi de Kadir Aydar’dı. Alışa gelmiş bir başkanlık sistemiyle Ceyhan yönetilseydi, bugün cezaevinde olmayacaktı.