10 yaşına düştü! Uzmanlar uyardı: Öğretmenler dikkat etmeli!
Koronavirüsün beraberinde getirdiği kaygı ve korkularla baş etmek kolay değil. Özellikle çocuklar en çok etkilenen yaş grupları arasında. Yapılan araştırmalar, pandeminin çocuklarda çok fazla psikolojik ve fizyolojik hasara neden olduğunu…
Yapılan araştırmalara göre pandemiyle birlikte gelen kapanma süreci ve sonrasında, çocuklarda genel olarak sinirlilik, sık ağlama, uyku sorunları, kabus görme, bakım verenine bağımlı hale gelme, yalnız yatamama, takıntılı olma, tuvaletini kaçırma gibi birçok problem görülmeye başlandı. Bu durum okulların açılmasıyla birlikte birçok ebeveynin, çocuklarının beden ve ruh sağlığı ile ilgili endişelenmesine sebep oldu. Çocuklarda bariz bir şekilde görülen fizyolojik ve psikolojik rahatsızlıklarla ilgili neler yapılabileceği hakkında Klinik Psikolog Selenay Yücel ve Doç. Dr. Sevcan Karakoç'tan görüş aldık. 10 yaşındaki çocuklarda bile kendine zarar verme dürtüsünün görüldüğünü belirten uzmanlar, ailelere ve özellikle öğretmenlere büyük görevler düştüğünü söylüyor.
'VAR OLAN BECERİLERİNİ KAYBETTİLER'
Klinik Psikolog Selenay Yücel, eğitimin eve taşınmasıyla ebeveynlere öğretmen rolünün atandığını ve bu rolün pek istenmeyen bir durum olduğunu belirtiyor. Okulların açılmasıyla birlikte ebeveynlerin kendi kimliğine dönmesini, çocuğun yalnız anne-babası olarak kalmasının daha sağlıklı bir ortam yaratacağını söyleyen Yücel, ebeveyn ve öğretmenlerin kaygıyı artırmayan bir dil kullanması, sevgi, şefkat ve anlayışla yaklaşmasının çok önemli olduğunu söylüyor. Doç. Dr. Sevcan Karakoç ise çocukların uzaktan eğitim sürecinde arkadaş ortamlarından ve bu ortamın kurallarından uzak durduklarını belirtiyor. Çocukların kendini denetleme, davranışlarını düzenleme, empati yapma, başkalarının haklarına saygılı olma gibi edinmesi gerekli becerileri kazanamadıklarını veya var olan becerilerini kaybettiklerini belirten Karakoç, "Okul başladığında öğretmen ve aileler bu gibi topluluk kurallarını vurgulamalıdır" diyor.
'ÖĞRETMENLER DİKKAT ETMELİ'
Uzmanlar, çocukların psikolojisini gözlemleyen öğretmenlerin çok dikkat etmesi gerektiğini belirterek öğretmenlerin, pandeminin ruh sağlığına etkisinin farkında olarak bilinçlenmesi öneriyor. Uzmanlar ayrıca "Öğretmenler çocuklardaki değişimi fark etmeli ve gerektiğinde bir uzman yardımına başvurmalı" diyor.
Özellikle sosyal fobik özellikleri olan çekingen ve kaygılı çocukların, uzaktan eğitim sürecinde daha rahat olduğunu belirten Doç. Dr. Sevcan Karakoç, sosyal kaygısı olan çocukların diğer çocuklarla daha çok bedensel kıyaslamaya gireceğini belirterek böyle bir durumda okul rehber öğretmenlerinin ve sınıf öğretmenlerinin uyanık olması gerektiğini vurguluyor. Zorlu davranış sorunları karşısında öğretmenlerin çocuklara birkaç rahatlama ve gevşeme taktiklerini öğretmesinin işe yaracağını söyleyen Klinik Psikolog Selenay Yücel ise, "İletişimin güçleştiği zamanlarda birkaç dakika karalama çalışmaları yapmak, 20’ye kadar saymak, derin derin nefes almak, sevdiği ve istediği ortamı hayal etme gibi imajinasyon çalışmaları yapmak çocukları rahatlatacak ve olası çatışmaları dindirecektir" diyor.
'YARGILAMADAN ANLAMAYA ÇALIŞMALILAR'
Bir çocuğun okula isteksizliğinin sadece akademik kaygılar ile ilgili olmadığını vurgulayan Doç. Dr. Sevcan Karakoç, ailelerin çocuklarını yargılamadan anlamaya çalışmaları gerektiğinin üstünde duruyor. Karakoç aynı zamanda çocuklarda ve gençlerde ciddi bir iletişim problemi olduğunu vurgulayarak çocuk ve gençlerin uzaktan mesajlaştıkları başka şehirlerden, hatta başka ülkelerden arkadaş edindiklerini ve böylece arkadaş ihtiyacını karşıladıklarını söylüyor. "Bazı çocuklar bu yüzden okuldaki akranlarından kendilerini soyutlayabilirler veya mesaj olmadan sözlü iletişimle sohbet başlatmakta zorluk çekebilirler" diyen Karakoç, bu duruma çözüm olarak ısınma oyunları, sosyal etkinlikler, küme çalışmaları gibi okulda kaynaştırmaya yönelik faaliyetleri öneriyor.
'KENDİNE ZARAR VERME EĞİLİMİ, 10 YAŞA KADAR DÜŞTÜ'
Pandeminin etkisiyle çocuklarda ve gençlerde belirsizliğin verdiği yoğun endişe, olaylara durumlara karşı tahammülsüzlük, sabırlı olmakta güçlük ve dürtüsel davranışlarda müthiş bir artış gözlemlendiğini belirten Klinik Psikolog Selenay Yücel, "Kliniklere yansıyan en sık rastladığımız psikolojik problemler ise sosyal fobiler, kaygı bozuklukları, depresyon, akut stres bozuklukları, travma sonrası stres bozukluğu, uyku bozuklukları, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu, davranış ve uyum problemleri sayılırken erken çocukluk dönemindeki (0-3 yaş) çocuklarında uyaran eksikliği çok sık görülüyor" diyor.
"Özellikle çocuk depresyonlarında ciddi artış görülmüştür" diyen Karakoç ise 10 yaşındaki çocukların bile kendine zarar verme eğiliminde olduğu konusuna dikkat çekiyor. Lise çağlarında, kimlik gelişimi döneminde anlamsızlık, bağlanamama ve buna bağlı kimlik oluşturmada sıkıntıların ortaya çıktığını söyleyen Karakoç, "Ekran süresi ve ev karantinalarına bağlı uykuya dalma güçlüğü, kabus görme veya sık uyanma, endişeye bağlı fiziksel belirtiler; örneğin karın ağrısı ve baş ağrısı sık görülmüştür" vurgusunu yapıyor.
'EBEVEYNLER TÜKENMİŞLİK SENDROMUNA GİRİYORLAR'
Çocukların daha öncesine göre daha çabuk öfkelendiğini, çoğu zaman ödev ve online ders gibi görevlere karşı isteksiz olduklarını gözlemleyen Karakoç, "Bu durum da evdeki ebeveynleri olumsuz etkilemiş ve ebeveynlerde tükenmişlik sendromu gelişmiştir. Ayrıca çocuk gelişiminde önemli bir basamak olan sorumluluk almayı destekleyen derslere çalışıp başarma arzusu hiç kalmamıştır" açıklamasında bulunuyor.
KAS KAYIPLARI, KİLO ALMA VE OBEZİTEDE ARTIŞ VAR
Çocuklar ve gençler kadar ebeveynlerin psikolog ve psikiyatristlere başvurularında da ciddi bir artış olduğunu belirten uzmanlar internet bağımlılığının da ekran kullanımı nedeniyle iyice arttığını söylüyorlar. Koronavirüsün psikolojik etkileri dışında fiziksel etkileri de olduğunu belirten Karakoç, "Kas kayıpları ve kilo alma, obezitenin yarattığı metabolik hastalıklar ve beden algısı bozulan gencin depresif yakınmaları da artmıştır. Fiziksel sağlık ve ruhsal sağlık bir bütündür. Sadece enfeksiyon odaklı devam edildiğinde ruhsal sorunların önüne geçilemez" ifadelerini kullanıyor.
'PAYLAŞMANIN ZARARLI OLABİLECEĞİ DÜŞÜNCESİ YARATILMAMALI'
Klinik Psikolog Selenay Yücel, çocukların Kovid-19 etkisiyle daha sosyal ortamdan uzak, bireysel ve bağımsız yaşamaya mecbur bırakıldığını ve bu durumun özellikle küçük yaş çocukları tarafından yanlış anlaşılarak 'paylaşmanın zararlı olabileceği' düşüncesini yaratmaması gerektiği üzerine vurgu yapıyor. Yücel, "Kişisel alanın korunması, hijyen kurallarının dikkat edilmesi kadar paylaşmanın da ne kadar önemli olduğunu çocuklar bilmeli. Bu süreçte öğretmenler ve aileler, çocuklara 'diğerleriyle paylaşabileceği ve paylaşamayacağı şeyler olduğunu' anlatmalı. Kafa karışıklığı olan çocuklar, ya her eşyasını herkesle paylaşacak, hijyene dikkat etmeyecektir ya da hiçbir şeyi karşısındakiyle paylaşmayacak, paylaşmaktan kaçınacaktır" diyor.
Çocukların özellikle öğretmenlerinin sözlerini dinlediklerini belirten Karakoç ise evde anne-babayı otorite gibi görmeyen inatlaşan çocukların başka bir büyüğü özellikle öğretmenini dinlediğinin sık gözlendiğini, bu nedenle rol modeli olma ve kuralları hatırlatma noktasında öğretmenlere çok iş düştüğünü belirtiyor.
DİKKAT SORUNLARI VE ODAKLANMA GÜÇLÜKLERİ ARTTI
Klinik Psikolog Selenay Yücel, özellikle pandemi sürecinde ekran kullanımının artmasıyla beraber dikkat sorunları ve odaklanma güçlüklerinin de arttığını, odaklanma güçlüğü yaşayan çocukların akademik anlamda da zorluklar yaşayabileceklerini söylemenin yanlış olmadığını vurguluyor. Uzmanlar, özellikle internet kullanımı ve uzaktan eğitimle birlikte artan dikkat bozukluğuna ve internet bağımlılığına çözüm olarak ailelere büyük bir sorumluluk düştüğünü belirtiyorlar.
Çocukların uykularının düzene girmiş olmasının, sağlıklı ve düzenli aralıklarla besin tüketmelerinin, yorgun olmamalarının dikkat ve odaklanma sorunlarını minimuma indirecek önemli kurallar olduklarını ifade eden uzmanlar, evde ve okulda belli bir rutinin olması, rutinlerin dışına mümkün olduğunca çıkılmaması, planlayıcı ve hatırlatıcı takvimlerden destek alınması ve en önemlisi ekran kullanımının azaltılması sonucunda çocukların ve gençlerin okul hayatına olumlu yansımaları olacağını belirtiyor.
'ZEKA PUANLARINDA DÜŞÜKLÜK GÖRÜLÜYOR'
Doç. Dr. Sevcan Karakoç, çocukların ve gençlerin zihinsel, sosyal ve bedensel gelişimlerinde geri dönüşü olmayan kayıplar yaşandığını belirtirken; yayınlarda, zeka puanlarında düşüklüğün de bildirildiğini belirtiyor. Daha umutsuz ve kaygılı bir neslin yetiştiğini söyleyen Karakoç, ileriki nesilde öğrenme ve anlama sorunları olabileceğinin altını çiziyor.
'KAYIP VE ŞANSIZ NESİL SÖYLEMLERİNDEN UZAK DURULMALI'
Pandeminin bu denli uzun soluklu olmasının çocuk ve yetişkin ruh sağlığı üzerine oldukça etkisi olduğunu belirten uzmanlar, araştırmaların pandeminin psikolojik dayanıklılık üzerine oldukça önemli bir etkisi olduğunu da belirtiyor. Kişilerin psikolojik dayanıklılıklarında artışın görüldüğü bu süreçte, Klinik Psikolog Selenay Yücel'in oldukça önemli bir uyarısı var: Ailelerin ve öğretmenlerin pandemi nesillerine karşı olumsuz söylemlerde bulunmaması.
"Kayıp nesil, şanssız nesil, eğitimi düzgün alamayan nesil gibi cümleleri çocukların duyması çocuklar üzerinde yoğun bir kaygı yaratabilir, kendilerini yetersiz ve başarısız hissettiği için motivasyonları düşebilir, buna bağlı olarak akademik başarısızlıklar ve isteksizlikler artabilir" diyen Yücel, bu dilden ve düşünceden uzak durmakta büyük bir fayda olduğunu belirtiyor.